31 Ekim 2016 Pazartesi

Patatesli Kek



'Patates' benim günlük hayatta kendimi hımbıl hissettiğimde sıklıkla kullandığım bir kelime..

Mesela bak;

-''ee naber canım, ne yapıyorsun?''

-''patates gibi oturuyorum işte'' deyiveriyorum.

Burada patates bir işe yaramaz anlamında olsa da aslında öyle değil..
Ben de hımbıl değilim zaten
Konumuzda bu değil.

Yine bir kek tarifi vereceğim konu sapmasın şimdi..

Ay ya da sapsın boş verelim..
Patatesten önce hımbıllığım hakkında yazayım.
Kendimi sürekli bir şeyler üretmek zorunda hissediyorum.
Miskinlik bana göre değil!
Gereğinden fazla uyku gereksiz!
Ve televizyon dizileri resmen katil! 
Bu da sapan bir konunun sapması oldu resmen.

Ne diyordum ben?
Bir şeyler üretmem lazım diyordum.
Bakınız bu blog bile bu sebepten doğdu örneğin.


Şu an bile bir taraftan bu yazıyı hazırlarken diğer yandan instagram'a da yazı yazıyorum. :)
Kendimi sadece bir tek şey ile ilgilenirken çok nadiren buluyorum.
Belki de sadece uyurken uyuyorumdur.. :)

Yani aslen hımbıl değilim..
Bir dakika şu kelimenin TDK'da tam açıklamasına bakalım. 
hımbıl    
sf. Uyuşuk, tembel: “Zekâ olmadı mı akıl biraz hımbıl kalıyor.” -A. İlhan.
 Güncel Türkçe Sözlük hımbıl    Şişman ve uyuşuk (kimse).


Yok yok ben bu değilim.
Kendime haksızlık etmişim senelerce.

Bir daha 'patates gibiyim,patates çuvalı gibiyim' diyerek kendime ve bu çok fonksiyonlu sebzeye haksızlık etmeyeceğim.

Yine de yetmiyor yaptıklarım, o ayrı mesele..
Belki de o yüzden patatese benzetiyorum kendimi..
Daha aklımda milyonlarca yapacak işim olup da yapamayınca 'patatese bağladım yine'' diyorum mesela.. :)

Bu arada sadece kendime değil patatese de haksızlık etmemeliyim.
Ne çok sey yapılıyor kendisinden düşünsene bir.
Kızartması,püresi derken bak kek bile oluyor.

Hem pratik hem de nereye çeksen oraya gelecek bir kek kendisi.
Kahvaltı da ye.
Tezgahta dursun git gel, at ağzına.
Çayın yanında ye.
Arkadaşına giderken yap,götür.
Misafir çağırınca yap,ikram et.
Pikniğe götür.
At çantaya parka götür çocuk acıkınca çıkart yedir.
Akşam yemeğinde ekmek yoksa o niyetle bile yersin.
Yeter ki sen inan. 
:)

Hadi tarife geçeyim sonra başka işlerim var bissürü bissürü.



Patatesli Kek

Malzemeler :

3 adet orta boy patates
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
2,5 su bardağı un
2 yumurta
1 paket kabartma tozu
1/3 demet dereotu
1/3 demet maydanoz
1/2 demet taze soğan
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı pulbiber
Üzerini süslemek için çörek otu ve susam

Hazırlanışı :

Patatesleri soyup küp küp doğrayın.
Hafif diri kalacak şekilde tuzlu suda haşlayın.

Derin bir kapta sıvıyağı,yoğurdu,yumurtayı çırpın.
İçine çörek otu ve susam hariç ince doğradığınız yeşillikleri,baharatları ve unu ilave edin.

Haşlanmış patatesleri de bir miktar soğuttuktan sonra ilave ederek hepsini karıştırın.

Yağladığınız kek kalıbına alarak üzerine çörek otu ve susam serpin.

180 derecede 30 dakika kadar pişirin.

Soğuduktan sonra dilimleyerek servis edebilirsiniz.


Yine notum var:

Bu keki yaparken çırpma işlemi için miksere ihtiyaç yok.
Tel bir çırpıcı ile de yapabilirsiniz.

Dilersiniz beyaz peynir,kaşar peyniri gibi peynir ilavelerinde de bulunabilirsiniz.



































24 Ekim 2016 Pazartesi

Avokado Tost


Başımın dertte olduğu hepi topu üç sebze var benim.

  •  Anlam veremediğim 'kuşkonmaz'
  •  Lüzumsuz 'kişniş otu'
  •  Ne manaysa  'avokado'su 

Bunlar işte..
Yıldızımız bir türlü barışmıyor maalesef üçlü ile.
Bildiğin ağzım kamaşıyor.

Her defasında şu avokadoyu da alırken kendime ''tamam bu sefer olacak bu iş'' diyorum.
Sonuç hep fiyasko..
Ağzıma attığım anda gelen o pişmanlık duygusu.
Bir yandan çıkarsam mı çıkarmasam mı diye düşünürken diğer yandan bastıran 'hayır alışacaksın, sakin ol' diyen iç sesimle kavga dövüş halim derken masadan beter vaziyette kalkıyorum.
İnsan yediği şeyden ne olursa olsun zevk almalı.

Bu şartlar altında şimdi buraya da 'bir avokado tost yapmışım parmaklarını yersin' falan yazamayacağım.
Ben hiç beğenmedim.
Doğruya doğru.
Hem beğenme ''hem tarif ver ne ayaksın kızım sen'' deme..
Deme işte.
Ben beğenmesem de beğenenler de var.
Bayılıyorum diyen bile var.
'Nesine bayılıyorsun yavrum anlamıyorum ki' diyorum.
Tabi içimden.
Öyle herkese her şey söylenmez :)

Neyse bir şey daha söylemeden  geçemeyeceğim.
Avokado tost diyorlar bu yaptığıma.
Allah aşkına oradan bakınca tosta benzeyen bir yanı var mı şunun?

Anamızın karnından avokado ile doğmadık, belki çok tanımıyoruz bu meyveyi ama bir tostun da neye benzediğini üç aşağı beş yukarı biliyoruz.

Artık kim uydurduysa...

Hadi ben ufaktan pratik tarife geçiyorum.
Gitmeden Cemal Süreyya'nın şu meşhur sözünü de sıkıştırayım şuraya da tam olsun.

                         ''Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem

                                       ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı''

    Hadi  mutlu kal!!!



Avokado Tost
        (1 kişilik)
 Malzemeler:

1 büyük dilim ekşi mayalı tam buğday ekmeği
1 olgunlaşmış avokado
1 yemek kaşığı labne peyniri
1/2 limonun suyu
2-3 yaprak ince kıyılmış maydanoz
1 yaprak taze soğanın yeşil kısımı

Üzeri için
1 adet yumurta
Pul Biber
Chia Tohumu
1 tatlı kaşığı zeytinyağ

Hazırlanışı:

1-Avokadoyu tırtıksız bir bıçakla dört tarafını da bıçağın etrafında döndürerek kesin.
İki avucunuzun içine alarak zıt yöne çevirerek açın.
Çekirdeğini çıkarıp kabuğunu soyun.
Mutfak tahtası üzerinde çatal yardımı ile iyice ezin.
Labne peyniri,limon suyunu,yeşillikleri ve baharatları ilave edin.
Karıştırın.

2-Ekmeği kızartın.
Sıcakken zeytinyağını üzerine gezdirin.
Avokado sosunu üzerine sürün.

3-Yumurtayı tavada rafadan pişirip üzerine dikkatlice yerleştirin.
Chia tohumu ve pulbiber ile servise hazır.














21 Ekim 2016 Cuma

Mercimek Çorba-En Pratiğinden

Çok kararsız kaldım bunu yazıp yazmamak için..
Eğer 'pratik yoldan lezzetli bir mercimek çorbası yapmasını zaten biliyorum' diyorsan yazının geri kalanı senin için değil tatlım.
Sayfayı kapatabilirsin.
Doğru bildiğin yoldan yürü.
Seninle başka bir tarifte kaldığımız yerden devam ederiz.

Benim ilgi alanıma bir tas çorba için iki tencere bir süzgeç ve belki daha fazlasını kirletenler giriyor şuan.


İşin aslı bir gün gelecek de bloga mercimek çorbası tarifi yazacağım aklımın ucuna dahi gelmezdi.
Bu biraz şey gibi; yetişkin birine ayakkabı bağcığını bağlamasını öğretmeye çalışmak gibi bir şey benim için.
'Bunu da tarif edecek değiliz herkes biliyordur herhalde' diyorum.
Sonra yaz kızım diyorum senin hedefin mercimek çorbası tarifi vermek değil mutfakta nasıl daha pratik olunur onu izah etmek.

Zira mercimek çorbası için fazladan uğraşan birileri var aramızda.
Belli mi olur belki yemek yapmasını bilmeyen yeni gelinler de vardır hem.
Ya da üniversite okumak için şehir dışında olan yeni yeni yemek yapmayı öğrenen sudan çıkmış balık görünümlü öğrenci arkadaşlarımız vardır.
Ya da sevdiği kızı henüz bulamamış bekar hayatı yaşayıp kendini saçma şeyler yerken bulan koca koca adamlar vardır şuralarda bir yerlerde.
Ya da işte senelerdir fazladan kap kacak kirleterek boş yere kendine iş çıkaranlar kadınlarımız,kızlarımız...


Mutfakta olmayı çok seven biri olarak, tam tersi o mahalde lüzumsuz vakit kaybetmeye de bir o kadar karşıyım bunu çok kez yazdım.

Bu çorba için ayrı yerde mercimeği haşlayıp,
ayrı yerde soğanlı patatesli havuçlu suyunu yapan,
Onları tek tencerede tekrar birleştirip
ardından süzen kişiler gördü bu gözler.
Ooooo shit
O nedir öyle?

Blender'ın varsa tamamdır.
Tek tencerede yap gitsin.
Niye uğraşıyorsun?
Hayat kısa bir kere..

Bu arada eve hala zerdeçal almadıysan ilk çıktığında alıyorsun lütfen.
Bu çorbaya lazım.
Zerdeçal çok güçlü bir antioksidan biliyor musun?
Hani mevsim itibari ile sabahları ve akşamları resmen donduğumuz öğlenleri ise nerden aldım bu montu yanıma dediğimiz geçiş mevsimindeyiz ya.
Hani tam hastalık havası ya.
İşte bak şu zerdeçaldan bir çay kaşığı at çorbaya.
Bağışıklık sistemin çökmesin.
Yatak döşek olma sonra.

Hadi sağlıklı kal!

Mercimek Çorbası
       (6-7 kişilik)

Malzemeler :


2 su bardağı kırmızı mercimek
1 adet kuru soğan
1 adet patates
1 adet havuç
2 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı tereyağ ya da sıvıyağ
2 litre su
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı zerdeçal
1/2 çay kaşığı kimyon

Yapılışı :

 1.Kırmızı mercimeği yıkayın süzülmeye bırakın.
Patates ve havucu soyup irice doğrayın.
Kuru soğanı yemeklik doğrayın.

2.Tereyağını çorbayı yapacağınız tencerede eritin.
Soğanları atıp beş dakika kadar orta ateşte kavurun.
Kavrulan soğanların üzerine unu ilave edip kısaca kavurduktan sonra suyunu dökün.
Patates ve havucu da ilave ederek kaynamaya bırakın. 

3.Kaynadıktan sonra yıkadığınız mercimeği ve baharatları ilave edin.
Mercimekler iyice parçalanıncaya kadar pişirin ara sıra karıştırarak pişirin.
Altını kapatın ve blender ile çekin.
Servise hazır.

Dilerseniz üzerine kruton ekmek ve kırmızı biberli yağ yapabilirsiniz.



Notum da var:
Şu çorbayı 5 kere yapıyorsam 3'ünde havuç ve patates koymuyorum desem yalan olmaz.
Evde varsa koy yoksa boşver.
Onlarsız da olur.
Kruton ve tereyağ desen senede bir kere belki...
Böyle daha dürüst oldu.
Artık ayrılabilirim.













15 Ekim 2016 Cumartesi

Krepli Avcı Böreği


Son zamanlarda neden böyle pis pis tarifler yazdığımı ben de bilmiyorum.
Bakıyorum da hep bir pastalar,börekler,çörekler almış başını gidiyor.
Hem sağlıklı hayatı destekleyip hem de bu kadar hamur işi,kızartma vs. şeyler yazmak biraz çelişkili bir durum farkındayım.

Tarif bu..
Ben yazayım da sen her gün her gün yapma tabi.
Bende yapmıyorum zaten.
Bunlar böyle bir kenarda duran joker tarifler olsun.


Bu arada çok pis de bir tarafım var.
Genetiğim.
Hiç kiloma dikkat etmek zorunda kalmadım şu hayatta.
Beni her gören 'yapıyorsun yapıyorsun ama sen yemiyorsun galiba bunlardan' diyor.
Yemez olur muyum?
Fotosentez yapmıyorum herhal.
Bende yiyorum ama kilo almıyorum.
'Su içsem yarıyor ayol' diyen hemcinslerimi sinir edecek gıcık bir türüm yani. 
Çok üzgünüm.
Ama suç bende değil baba tarafımdan miras kalan genlerimde sanırım.



Beni bırakıp avcı böreğine dönecek olursak... 
Öncelikle bu börek hakkında bugüne kadar tüm bildiklerini unut.
Düğün dernek vb. gibi bir yerlerde yediysen yüksek ihtimal hazır yufkalısına denk gelmişsindir.
Hele bir de soğuduysa onu çiğneyip yutayım derken çene kasların ağrımış,belki hayattan bile bezmişsindir.
Bana öyle oluyor çünkü :)
İnsan börek yiyecek diye yorulur mu?
İşte yufka ile olursa yorulur.
Halbuki kreplisi öyle mi?
Soğusa bile güzelliğinden ödün vermez.
Dışı çıtır çıtır içi yumuşacık bir kenarda öylece seni bekler.

Bir gün şu böreği yapayım dersen yufka işini bir kenara bırak derim anlayacağın.
Zaten bir daha da o bıraktığın kenardan almayacaksın bak buraya yazıyorum.
Günlük kehanetlerimi de yaptıktan sonra ufaktan tarife geçiyorum.

Avcı Böreği
    (20 adet kadar)

Krep İçin:

   1 litre süt
    3 su bardağı un
   4 adet yumurta
   1 çay kaşığı tuz

İçi Harç İçin :

    500 gr kıyma
    1 kuru soğan
    3 yemek kaşığı sıvıyağ
    1 çay bardağı iri kıyılmış ceviz içi
    1/3 demet kıyılmış maydanoz
    Karabiber
    Tuz

Üzeri için :
  
     2-3 adet çırpılmış yumurta
     1-2 su bardağı kadar galeta unu

Kızartmak İçin :

      Sıvıyağ



Hazırlanışı :

     1-Krep hamurunu hazırlamak için derin bir kapta tüm malzemeleri mikser ile çırpın.
Kreplerin yapılacağı tavayı yüksek ateşe alıp yapışmaması için az sıvı yağ ile yağlayın.
Kepçe ile krep hamurundan alıp tavaya dökün hızlıca yaydırın ve önlü arkalı krepleri pişirin.
Soğumaya bırakın.


     2-İç harç için kuru soğanı ayrı bir tavada kavurun.
Soğanlar biraz piştikten sonra kıymayı ilave edin.
Baharatlarını da ilave ederek kıyma suyunu salıp çekinceye dek pişirin.
Biraz soğuduktan sonra ince kıyılmış maydanozu ve ceviz içini ilave ederek karıştırın

     3-Krepleri tezgahın üzerine alarak soğuyan iç harçtan iki üç kaşık kadar alarak kreplerin kendinize yakın tarafına koyun.
Dikkatli bir şekilde kenarlarını da kapatarak rulo şekli verin.

     4-Geniş bir kasede yumurtaları çırpın.
Ayrı bir kaseye de galeta ununu dökün.

     5-Hazırladığınız krepleri tek tek önce yumurtaya sonra galeta ununa bulayarak kızgın yağda altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın.

Yağlarını kağıt havlu üzerinde süzdürdükten sonra servis tabağına alın.

Afiyet olsun.



Minik bir iki notum var:
  • Krepleri mümkün olduğunca ince dökün.
  • Bu börekleri kızartmak yerine fırında da pişirebilirsiniz.
  • Yağın ısısını ara sıra kontrol etmeyi unutmayın.Börekler hızla olmaya başladıysa orta ateşe alabilirsiniz ki yanmasınlar.




 




9 Ekim 2016 Pazar

Eksili Köfte Çorbası


Kaç zamandır televizyon yüzü görmüyorum.
Çıktı mı yine ana haber bültenlerinde 
''Dikkat!  Uzmanlar uyarıyor.
Son yüzyılın en soğuk kışı geliyor'' diye her sene tekrarlanan şu meşhur efsane?
Sanırsın bütün şehir buz tutacak hepimiz donarak öleceğiz.

Bu sene tutarsa şu kim olduğu belirsiz uzmanların soğuk hakkındaki sözleri bol bol çorba içer hayatta kalmaya çalışırız artık hanelerimizin içinde. :)

Size bir tarif vereyim de belli mi olur belki dünyayı kurtarırım bu yolla  :)
Benim misyonum budur belki hayatta.
Şaka bir yana 
Çoluk çocuk herkes için tavsiye ederim.

İçerisinde hem et hem sebze olduğu için protein ve vitamin olayını bir kere de çözebilen oldukça iyi bir alternatif.
Besleyici,doyurucu,sağlıklı ve lezzetli.


Tek zahmeti şu minicik köfteleri elde yuvarlaması.
İşin o kısmı hallolduktan sonra gerisi kolay.

Bir de bana göre bu çorbanın olmazsa olmazı kereviz aroması.
Benim evde bütün sene boyunca olabiliyor bu aroma.
Şöyle ki kereviz aldığımda saplarını kestirmiyorum pazarcıya.
Eve gelince yaprakları güzelce yıkayıp kurumaya bırakıyorum.
Kuruduktan sonra da rondo ile çekip toz haline getiriyorum.
Bütün yıl yemeklerime lezzet vermek üzere saklayabiliyorum kilerimde.
Bu tavsiyemi de aklınızın bir köşesine ürün yerleştirme misali yerleştirdiysek tarife geçelim ufaktan.


Ekşili Köfte Çorbası


Malzemeler :

Köfte Harcı İçin:
250 gr. köftelik kıyma
1/2 çay bardağı pirinç
1 adet kuru soğan
1/4 demet dereotu
1/2 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
1-2 yemek kaşığı un(köfteleri bulamak için)

Terbiye İçin:
1 adet limonun suyu
1 adet yumurtanın sarısı

Çorba İçin:
1 adet küçük boy patates
1 adet küçük boy havuç
6 su bardağı su
2 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı tereyağ
1 çay kaşığı tuz
1/2 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı kurutulmuş kereviz yaprağı

Hazırlanışı:


  • Köftenin hazırlanması için kıymayı derin bir kaba alın.Üzerine soğanı soyup rendeleyin.Pirinçleri yıkayıp ilave edin.Baharatlarını ve ince kıyılmış dereotunu da koyarak yoğurun.Elde ettiğiniz köfte hamurundan eşit büyüklükte parçalar koparıp elinizle top şeklinde minik köfteler hazırlayın.Köfteleri un serpilmiş tepside biriktirin.(Ara sıra tepsiyi sallayarak köfteleri una bulayın)
  • Çorba için patates ve havucu soyarak minik küpler şeklinde doğrayın. Çorba tenceresinde tereyağı eritin. Unu hafif pembeleşene kadar kavurun ve üzerine 6 bardak suyu ekleyin.Tuzu ve karabiberi ve kereviz yapraklarını ilave edin.Çorba kaynamaya başladıktan sonra havuçları ilave edip 15 dk kadar kaynatın.Beşer dakika ara ile önce patatesleri sonra köfteleri atıp 15-20 dakika daha orta ateşte kaynatın.
  • Terbiyesi için,yumurta sarısını ve limon suyunu bir kapta çırpın. Çorbadan bir kepçe kadar alarak yumurtalı karışıma çırparak ilave edin.  Kaynamakta olan çorbaya terbiyeyi döküp hızlı hızlı karıştırın. 10 dakika daha pişirip ocaktan alın. Servise hazır.

Afiyet olsun.



4 Ekim 2016 Salı

Zencefilli Tavuk Sote


Şu zencefile ve zerdeçala gereken önemi vermediğimizi düşünüyorum toplum olarak.
Ben hariç tabi.
Ben bildiğin sömürüyorum onları.
Mesela bu hazırladığım tabakta ikisi de var.
Zerdeçalla tanıştığımdan bu yana pek çok yemeğimi onsuz yapmaz oldum.
Bir kere bırak sağlıklı olmasını,kanseri önlemesini falan görsel olarak çok şey katıyor bulunduğu yemeye.

Kızım doğmadan önce işlettiğim yemek firmamda her gün zeytinyağlılar,salatalar gibi sağlıklı yemekler üretiyorduk minik ekibimizle birlikte.
Patates salatası bizim işletmemizde sıkça tercih edilen,sevilen bir salata çeşidiydi.
Her zaman haşlanmakta olan patateslere çay kaşığının ucuyla zerdeçal ilave ederdim.

Böyle bir işletmeniz olması insanları gözlemleyebilmek için harika bir ortam oluşturuyor.
Her daim farklı insanlarla karşılaşıyorsunuz.
Kimileri geliyor 'ooo muhteşem! Bu patatesler nasıl bu kadar sarı olabiliyor? diye soruyordu.
Kimileri ise 'aa ondan istemem boya var onda ben sağlıklı şeyler yemeye geldim' diyordu.
Zaten peşin hükümlü..
Nasıl laf anlatacaksın?
'Baharat o' demeye çalışıyordum.
Yüzüme bile bakmadan lafımı keserek 'şundan ver sen bana' diyerek başka yemeye işaret ediyordu.

Fakat ne ezikmişim ben.
Onu fark ettim şu an.
Çünkü bu anlattığım patates salatası ile ilgili durumu en az 5-6 kez yaşamışımdır.

Çakma yaşam koçları,sağlıklı beslenme guruları ile falan az uğraşmamışım zamanında. :)

Tüm bunları anlatırken ben de ara ara yapıyorum farkındayım
Sağlıklı beslenmek konusunu sık sık vurguluyorum.
Çünkü şu hayatta en önemli şey ne?
Tabi ki sağlık.

Bu arada aslına bakarsanız ben tavuk sote tarifi veriyorum ama evimde sık sık tavuk pişiriyorum desem yalan olur.
Organik bile olsa daha önceden de belirttiğim gibi tavuk etlerine pek güvenemiyorum.

Ama 'ara sıra olur öyle bir şey olmaz' dersen işte genellikle yavan bulunan göğüs etini muhteşem bir lezzete çevirecek tarifim aşağıda..
İlk çıktığında aktardan zerdeçal ve zencefil almayı unutma.
Hadi sağlıklı kal

Not: Görseldeki tavuk sotenin arkasındaki patates püresinde boya yoktur.Zerdeçal o zerdeçal.Oh yazdım rahatladım.Lafımı kesen de yok :) 
 

Zencefilli Tavuk Sote
     (4 kişilik)

Malzemeler:
4 adet organik piliç göğüs eti
2 su bardağı un
1 çorba kaşığı toz kırmızı biber
1 çay kaşığı kekik
1 çay kaşığı tuz
1/2 çay kaşığı pul biber
1/2 çay kaşığı karabiber
1/2 çay kaşığı toz  zencefil
1/3 demet maydanoz
2 diş sarımsak
5 yemek kaşığı tereyağ

Hazırlanışı : 


  • Tavuk etlerini kuşbaşı şeklinde doğradıktan sonra un,kırmızı biber,kekik,pul biber,karabiber,toz zencefilli genişçe bir kabın içinde iyice harmanlayın.
  • Tavuk etlerini bu hazırladığınız unlu karışımın içerisine ilave ederek her yerine bulaşmasını sağlayın.
  • Büyük bir tencerede 5 yemek kaşığı tereyağını eritin.
  • Tavuk etlerini eriyen yağın üzerine atarak 5 er dakikada bir karıştırmak sureti ile yarım saat kadar orta ateşte kapağı açık olarak pişirin.
  • Altını kapattıktan sonra 2 diş sarımsağı sıkın yada rendenin ince kısmı ile rendeleyin.İnce kıyılmış maydanozları da ilave ederek son bir kez karıştırın.
  • Sıcak ya da ılık servis yapın.                    
Afiyet olsun






2 Ekim 2016 Pazar

Kadınbudu Köfte





Kadınbudu köfte evet kabul ediyorum biraz uğraştırıyor.
Ama bazı lezzetler için de o zahmeti çekmeye değiyor.
Acı gerçek bu.

O değil de bu atalarımız ne alem insanlarmış.
Yeri geldi beni çok zor durumlara düşürdüler.

Bazen içinden çıkılması zor anlar da yaşadım..
Bazen konuşamayacak kadar çok güldüğüm anlar da...

Bir de meslek olarak bu işi yaptığım için neler duydum,okudum ve yaşadım bir bilsen.

Kadınbudu köfteyi,dilber dudağını,sütlü Nuriyeyi falan bir nebze anlamaya hatta yaşatmaya çalışıyorum zaman zaman.
Şimdi anlayamadığım konuya geliyorum bak.

Tabuları yıkıyorum ve buraya seneler önce bir bulmaca vasıtasıyla öğrendiğim bir sebze ismini yazıyorum.
(o gün bulmaca çözmeyi bıraktım dermişim:))

Bakalım hiç duydun mu?

''Çükündür'' evet çükündür.
Bir insan neden bir sebzeye böyle isim koyar bilmiyorum.

Hadi biraz parmak kasları çalışsın ve bilmeyenler bir zahmet Google'dan bakıp geri dönsün.


Döndük mü?
Hiç gitmedin bile dimi?
Tembel teneke seni.
Ama bende inat ettim işte yazmıyorum buraya.
Bir ara bakarsın diye umuyorum.


Bundan sonrasını bakıp geri dönenler için yazıyorum;
Fena mı oldu? 
Bak kelime dağarcığına bir kelime daha eklendi.
Gerçi günlük hayatta kullanacak kadar cesur musun bilemem.
Ama genel kültür genel kültürdür.
Öyle değil mi?
Ne zaman nerede karşına çıkacağını bilemezsin.


Yalnız masum bir kadınbudu köfte tarifi nerelere geldi.
Ne yapayım malzeme veriyorlar elime değerlendiriyorum bende.

Konumuza dönecek olursak kadınbudu köfte çok sevdiğim ama kızartma olmasından dolayı sık yemeyi tercih etmediğim bir köfte türü.
Gerçekten sağlık açısından.
Birazcık uğraştırmasından dolayı değil yemin ederim.

Tarife geçelim ufak ufak öyleyse.
İki minik ön not ile..
Öncelikle evde ara sıra pirinç pilavı falan kalıyorsa bu tarif için buzdolabı poşetine koy at buzluğa.
Böylelikle pirinç haşlamak zorunda kalmazsın.

Maydanoz yerine dereotu da kullabilirsin.
Ben öyle yapıyorum.
Bir sonraki tarife kadar özle beni.
Ay ne megalomanım ayol.
Ya öyle yazasım geldi işte :)



Kadınbudu Köfte
   (15-20 adet için)

Malzemeler :
500 gr. orta yağlı dana kıyma
1 orta boy kuru soğan
1 su bardağı pirinç pilavı
1/3 demet maydanoz
Karabiber
Tuz

Kızartmak İçin:
Sıvıyağ
1 su bardağı kadar un 
2 adet yumurta

Hazırlanışı :

Kuru soğanı minik minik doğrayıp geniş bir tavada 1-2 yemek kaşığı sıvı yağ ile bir miktar kavurun.
Daha sonra kıymanızın yarısını bu soğanın üzerine ilave ederek suyunu çekene kadar kavrulmasını sağlayın.
Tuzu ve karabiberi ilave edin.
Soğumaya bırakın.
Soğuduktan sonra ince kıyılmış maydanozu,kalan çiğ kıymayı ve pirinçleri ilave ederek iyice yoğurun.
Elinizle şekillendirin.
Dinlenmeleri için en az yarım saat buzdolabında tutun.

Kızartmak için büyükçe bir tavada sıvıyağı kızdırın.
Ayrı ayrı kaplara un ve çırpılmış yumurta hazırlayın.
Köfteleri önce una sonra yumurtaya bulayarak altın sarısı renk alıncaya kadar önlü arkalı kızartın.

Kağıt havlu üzerinde yağını aldırdıktan sonra servis tabağına aktarın.

Afiyet olsun.